Türk mûsikîsi, mazmunu derin, mazisi kadîm bir ilim ve san’at nev’i olarak yalnızca kulağı mest eden nağmeler bütünü değil; aynı zamanda insanın hem bedeni hem de ruhu üzerinde tesir icrâ eden, tabibâne bir kudrete mâliktir. Asırlar boyu sâdece bir eğlence vesîlesi değil, ruhun fırtınalı denizlerinde sükûnet arayanlara liman, bedene musallat olmuş illetlere karşı ise bir nevi tabîat eczâsı hükmünde olmuştur. Bu keyfiyet, Türk milletinin irfânında mahfuz bulunan bir hakîkat olarak tevarüs etmiş, halk arasında daima mâruf ve muteber bir mâhiyet arz etmiştir.
Her bir makam, sâdece tınısıyla değil, tâ iç derûna sirâyet eden letafet ve kudretiyle, insanın hissiyâtına nüfûz eder; adeta bir tabîb reçetesi gibi, bedene ve ruha telkin edilen bir merhem vazifesi görür. Bu sebepledir ki, Türk mûsikîsinin içinde mündemiç olan makamlar, sıradan bir melodi terkibi değil; her biri birer duygular simyâgeri, birer mânevî iksir mesâbesindedir.
Ne var ki, Türk-İslâm medeniyeti, bilhassa Osmanlılar devrinde, mûsikînin tedavî edici yönünü ilmî ve sistematik bir çerçevede ele almıştır. Dârüşşifâlar yahut diğer adıyla Bîmâristanlar, yalnızca fizikî yaraların değil, ruhsal rahatsızlıkların da tedavi edildiği yüksek ilim ve sanat merkezleriydi. Edirne’deki II. Bayezid Dârüşşifâsı bu meyanda en meşhurlarındandır.
Bu müesseselerde, her hastalık için özel olarak seçilen makamlar, nevbetler hâlinde icrâ edilirdi. Her sabah belli saatlerde başlayan bu mûsikî seansları, ney, rebab, ud ve kanun gibi sazlarla icrâ olunup; şifâ umulan titreşimler hasta bedenlere ve kalplere nakşedilirdi.
Osmanlı hekimleri, İbn Sînâ’dan gelen ilmî mirası, kendi kültürel tecrübeleriyle harmanlamış; her bir makamın belirli bir mizaca ve hastalığa uygun düştüğünü tespit etmişlerdir. Meselâ Rast makamı, kalp ve beyin rahatsızlıklarında; Zirgüleli Hicaz, korku ve vesvese tedavisinde; Rehavi makamı ise sinirsel rahatsızlıklarda tercih edilmiştir. Bu yaklaşım, yalnızca sezgisel değil, aynı zamanda sistematik ve deneyimle şekillenmiş bir tedavi metodudur.
Makamlar arasında bazıları sükûnet ve huzur telkin ederken, kimileri de cesaret, metânet ve iç ferahlığı bağışlar. Zîrâ her bir makam, kendi husûsiyetini ve rûhî karakterini asırlar içinde teşekkül ettirmiş, hem mûsikîde hem de şifâhî gelenekte müstakil bir çığır açmıştır. Bunlar, bir bakıma, maddî ve manevî dertlere karşı halk tabâbetinin musîkîyle yoğrulmuş cevâhirleridir.
Bugün, bu makamların insan sıhhati üzerindeki tesirlerini yeniden tefekkür etmek; sâdece geçmişin musîkî tarihine bir seyahat değil, aynı zamanda yüzyıllardır halk irfânında mâkes bulmuş bir şifâ mirasını da idrak etmektir.
Mûsikîyle tedâvî, insan rûhunun ve bedeninin ahenkli bir nağme içinde terennümünü sağlamak, hastalıkları izâle etmek ve iç âlemi yeniden nizâma kavuşturmak gayesiyle başvurulan bir usuldür. Ancak Türk mûsikîsinin ve husûsen makamlarının bu husustaki tesiri, modern terapötik yaklaşımların ötesinde, çok daha derin ve köklü bir bilgeliği ihtivâ eder.
Bu mânevî ilim, Osmanlı devri ulemâsı, mûsikîşinasları ve halk arasında nesilden nesle intikal eden bir tecrübeler silsilesiyle şekillenmiş; her bir makamın insan sıhhati üzerindeki te’sîri, müşâhede ve içtimaî birikimle kemâle ermiştir.
Her makam, sinesinde bir âlemi saklar. Bunlar yalnızca işitene tesir etmekle kalmaz, zihnî ve rûhî buhranlara karşı bir panzehir, hattâ bazen insanın cemiyetle olan münasebetine dahi tesir edecek bir mânevî mimâr olarak tezâhür eder. Makamın ritmi ve melodik terkibi, insanın iç âlemiyle kurduğu irtibatın âmîk bir tezâhürüdür.
Bu yüzden, Türk mûsikîsi yalnızca bir san’at veyahut kültürel bir ifâde tarzı değil; aynı zamanda bir milletin ferdî ve içtimâî sıhhati üzerinde icrâ ettiği tabîbâne tesir ile kadîm bir irfan geleneğidir.
Makam, zahirde birtakım seslerin nizâmı, bâtında ise kalpten sadır olan hislerin lisânıdır. Her biri, kendine mahsus bir perdeler silsilesiyle teşekkül eder; fakat bu sadece kuru bir nota tertibi değildir. Makam, o ince nağmeleriyle bir havayı değil, bir hâleti rûhiyeyi resmeder. Her bir makam, işitenin iç dünyasında bir iklim yaratır; bazısı bir ilkbahar sabahının ferahlığını telkin eder, bazısıysa bir fırtına öncesi sükûneti. Meselâ “Rast” makamı, metânet ve yiğitliğin musîkîdeki terennümüdür; “Sabâ” ise gönle inen bir sekînet, sînesi dolmuş bir kalbin iç çekişidir.Her ne kadar Türk makam sistemi, zahiren Arap musîkîsine benzer görünse de, ruhunda bambaşka bir irfan taşır. Bizim makamlarımız, yalnızca duyguya değil, aynı zamanda tedaviye mâtuf bir hikmet taşır. Zîrâ bu kadîm sistem, hisleri harekete geçiren hususî bir ritmik ve melodik tertiple inşa edilmiştir. Her biri, kendine özgü bir karakterle arz-ı endâm eyler ve dinleyeni, âdeta kendi rûhî menziline doğru çeker.Bir Makamın Mahiyeti ve Unsurları Makamın mahiyetini anlayabilmek için, onu teşkil eden başlıca unsurlara dikkat kesilmek icap eder:
Frekans Tertîbi: Her makam, belirli bir frekans zemini üzerinde inşa olunur. Bu frekanslar, insan beyninin ve bedeninin türlü hallerine nüfûz edecek şekilde itina ile tertip olunmuştur. Kimi makam kalbin sür’atini artırır, kimisi ise bedene bir rehâvet bahşeder.
Seyir ve Ton Çevresi: Makamlar, ekseriyetle yedili (heptatonik) bir diziye tâbidir. Her bir ses, bir hissin tercümanı mesâbesindedir. Bu ton çevresi, ruhun kıvrımlarında yankı bulan ince dokunuşlarla şekillenir.
Duygusal İrtibat: Her makam, kendine mahsus bir hissiyat iklîmine sahiptir. Bazısı neşve ve safâyı, bazısı ise hicranı ve melâliyeti terennüm eder. Makamın bu derûnî yapısı, dinleyenin kalbinde derhal mâkes bulur ve onu o hâlete mebni bir tefekküre sevk eder.
Frekansların Beden ve Rûh Üzerindeki TesiriTürk mûsikîsinde makamları teşkil eden frekanslar, sadece işitme yoluyla hissedilen birer ses dalgası değil, aynı zamanda insan vücudunun ve ruhunun en derin katmanlarına nüfûz eden mânevî titreşimlerdir. Bu dalgalar, bedende ve zihinde çok çeşitli tesirlere sebep olur. Bilim ehlinin yaptığı tetkikler göstermiştir ki, ses titreşimleri beynin muhtelif merkezleriyle temas hâlindedir; düşük frekanslar bedende yankılanan bir titreşim, yüksek frekanslar ise zihnî temâyülleri tahrik eden inceliklerdir.Makamların bu bâtınî kudretine en bâriz misal, Rast makamının ruhu tahrik edici tesiridir. Cesaret, kuvvet ve harekete geçme hissi, bu makamın frekanslarının kalp ritmini hızlandırmasıyla zuhûr eder. Bunun mukâbilinde, Sabâ makamı sînesi daralan gönüllere bir esenlik, bir nefes aralığı sunar. Bu makamlar, yalnızca kulağı mest etmez; nefes alışı düzenler, kalbi teskin eder, zihni dîvânelikten sıyırır.Frekanslar, yalnız zihne değil, bedenin iç azâlarına da temas eder. Gelişmiş musîkî terapileri, bu frekansların vücuttaki mahrem uzuvlar üzerindeki tesirini tafsîlâtlı şekilde incelemektedir. Meselâ Hicaz makamının böbrekler ve ürolojik sistem üzerindeki olumlu tesiri mâlûmdur. Bu da gösterir ki makamlar, birer enerji akışı gibi, vücudun belirli merkezlerine nüfûz ederek tedâvî edici bir rol üstlenebilir.Rûh üzerindeki tesirler ise daha ziyâde psikolojik tezâhürler şeklinde kendini gösterir. Segâh makamı işitildiğinde dinleyici bir kuvvet ve iç muhâkemede berraklık hissedebilir. Öte yandan, Uşşâk makamı kalpte neş’e, ağızda tebessüm, sînede zafer hissi uyandırır. Bu makamlar, adeta bir iç zaferin musîkîyle dillendirilişidir.
1. Rast Makamı – Şecaat ve Kudret
Bedenî Tesiri:
Rast makamı, bilhassa enerjiyi celbedici tesiriyle mâruf bir yapıya sahiptir. Bu makamın salınımları, bedende serin bir canlılık neş’esi uyandırır; yorgunluk hissini bertaraf eder ve dinleyeni zindeliğe sevk eder. Hususiyetle dermansızlık çeken bünyelerde, bu makamın ritmik örüntüsü, bedeni canlandıran bir devinim yaratır. İç âlemde yükselen bir kıvılcım gibi, hareketi ve faaliyeti teşvik eder.
Rûhî Tesiri:
Rast makamı, ruh sahasında da hatırı sayılır bir kudret taşır. Hüzün, korku ve endişeye karşı bir zırh gibidir. Zihni teskin ederken, bireyin yüreğine metanet ve kararlılık telkin eder. Bu makamla müşerref olan kişi, karamsarlıktan sıyrılır, umut ve güvenle dolu bir tasavvura yönelir. Aynı zamanda karar almayı kolaylaştıran bir zihnî berraklık bahşeder.
2. Saba Makamı – İnşirah ve Sekînet
Bedenî Tesiri:
Saba makamı, kalbî ritim üzerinde doğrudan bir nüfuza sahiptir. Onun nefasetli tınıları, kalbin atışlarını nizam altına alır; dolaşımı dengeleyerek bedenin genel ahengini tesis eder. Stresin ağır yüküyle sarsılmış bir vücutta, bu makamın nameleri dinginlik ve çözülme hissi hâsıl eder.
Rûhî Tesiri:
Saba makamı, zihnin labirentlerinde kaybolmuş ruha bir rehberdir. Melankoli, sıkıntı ve zihnî karmaşaya karşı bir şifa kaynağı gibidir. Onun huzur telkin eden ahengi, bireyi içsel bir sukûna taşır. Bunalımın karanlığında parlayan bir kandil misali, ruhu teselli eder ve dinginlik aşılar.
3. Segâh Makamı – Huzur ve Metanet
Bedenî Tesiri:
Segâh makamı, sinir sistemine yönelik telkin edici bir nüfuza sahiptir. Melodik seyri, sinir uçlarını yumuşatır, bedende bir rehâvet hâli doğurur. Kaslardaki gerilimi azaltır, zihnî yorgunluğun perdesini hafifletir, dikkat melekesini keskinleştirir.
Rûhî Tesiri:
Ruh âleminde, Segâh bir sığınaktır. Dış dünyanın kasvetine karşı bireyi tahkim eder. Duygusal muvazeneyi yeniden kurar, iç âlemde serin bir denge sağlar. Zorlu hâdiseler karşısında bireyin sabrını kuvvetlendirir ve içsel kuvvetini temin eder.
4. Acemaşîrân Makamı – İlham ve Hârika
Bedenî Tesiri:
Acemaşîrân, bedenin ağrılı noktalarına hitap eden nadir makamlar arasındadır. Bilhassa doğum sırasında teskin edici bir rol üstlenir. Frekansları kasları gevşetir, sızıları dindiren bir merhem gibi iş görür.
Rûhî Tesiri:
Bu makam, düşünsel bereketin kaynağıdır. İlham perilerini harekete geçiren, yaratıcılığın kapılarını aralayan bir iksirdir. Dimağı kuşatan engelleri kaldırır, yeni fikirlerin zuhur etmesine zemin hazırlar. Ruhsal cesareti artırır, sanatkârane bir ruha yön verir.
5. Hicaz Makamı – Tevazu ve Denge
Bedenî Tesiri:
Hicaz makamı, kemik, beyin ve böbrek sağlığına şifa sunan özelliğiyle dikkat çeker. Ağrılı bölgelerdeki sancıyı dindirir; zihinsel dağınıklığı berraklığa tahvil eder. Aynı zamanda ürogenital sistem üzerinde de olumlu tesirler barındırır.
Rûhî Tesiri:
Rûh dünyasında Hicaz, kişiye tevazuun yüceliğini hatırlatır. Egonun sivri köşelerini törpüler, içsel bir ahenk sağlar. Dinleyiciyi daha yumuşak huylu, çevresine karşı daha müsamahalı kılar.
6. Hüseynî Makamı – Hâlet-i Rûhiye ve Teskin
Bedenî Tesiri:
Kalp ve karaciğer gibi hayâtî uzuvlara iyi gelir. Mide hararetini düşürür, bedendeki tazyiki hafifletir. Dinlendiğinde bedenin zihinle kurduğu bağı daha sağlam kılar.
Rûhî Tesiri:
Ruhun derinliklerine işleyen Hüseynî, iç âlemde adeta bir sükûnet denizi oluşturur. Zihnin kargaşasından arınma, kalbin huzura erişmesiyle nihayet bulur. Özellikle ruhsal çalkantı dönemlerinde gönle sabır ve selâmet bahşeder.
7. Irâk Makamı – Zihnî Kudret ve Şuur
Bedenî Tesiri:
Çocuk hastalıklarında faydalı olduğu rivayet olunan Irâk makamı, zihinsel faaliyeti uyarır, idrak melekesini kuvvetlendirir. Bedensel iyileşmeyi desteklerken, zihnin berraklığını artırır.
Rûhî Tesiri:
Irâk, zihnin bulanıklığını giderir, analitik düşünceyi teşvik eder. Öğrenme arzusunu kamçılar, zihni daha derin ve titiz çalışmalara hazır hâle getirir.
8. Rehavî Makamı – Sonsuzluk Hissi ve Huzur
Bedenî Tesiri:
Baş ağrısı, burun kanamaları ve felç gibi hâller üzerinde müspet etkileri bulunur. Kasları rahatlatarak iyileşmeyi teşvik eder.
Rûhî Tesiri:
Bu makam, dinleyicisine fânilik içinde bâkî olanı sezdirir. Hayatın geçiciliğini ve insanın evrensel bir nizamın parçası olduğunu hissettirerek, iç huzur sağlar ve ruhu derin tefekküre sevk eder.
9. Uşşâk Makamı – Neşe ve Kahramanlık
Bedenî Tesiri:
Kalp ritmini düzenler, ayaklardaki ağrılara iyi gelir. Bedenin genel rahatlamasına katkı sunar.
Rûhî Tesiri:
Uşşâk makamı, kişide bir kahramanlık hissi uyandırır. Neşe ile yoğrulmuş bir enerji bahşeder, özgüveni kuvvetlendirir, mücadele azmini kamçılar. Gönle taşan bir sevinç duygusuyla iç âlemi aydınlatır.
Asırlar öncesinden bugüne mânevî bir köprü gibi uzanan Türk mûsikîsi, yalnızca estetik bir miras değil, aynı zamanda rûh ve bedenin tabîatına hitap eden, derinlikli bir şifa menbaıdır. Binlerce yılın hikmetiyle yoğrulmuş bu musikî, modern devrin terapi anlayışında dahi kendine mümtaz bir mevki edinmiş; yalnızca geçmişin saraylarında yahut tekkelerinde değil, bugünün klinik odalarında ve zihinsel rehabilitasyon merkezlerinde de yankısını bulmuştur. Zira mûsikî terapi, artık yalnızca bir sanatı icra etmenin ötesine geçmiş, insanın rûhî ve cismanî muvâzenesini yeniden inşâ etmede mühim bir vesîle hâline gelmiştir. Bu bağlamda, Türk mûsikîsinin makamları, kendi öz tınıları, frekans yapıları ve melodik dokularıyla çağdaş tedavi usûllerine adeta kadîm bir sır sunmaktadır. Mûsikî terapi seanslarında, her bir makam özenle seçilerek, hastanın içinde bulunduğu rûhî hâlet-i rûhiye nazar-ı dikkate alınarak dinletilir. Bu makamların hangisinin, hangi bireyde ne gibi bir tesir doğuracağı, tecrübeyle ve sezgiyle sabitlenmiş bir sanattır. Zira bazı makamlar, yorgun zihni sükûnete davet ederken; bazıları içteki suskun kahramanı uyandırır, bireye hareket ve umut telkin eder. Hususan meditasyon ve relaksasyon seanslarında, Türk makamlarının tesiri daha da bariz bir surette kendini gösterir. Bu seanslar esnasında kullanılan makamlar, bireyin iç âlemini sükûnete kavuşturur, zihnî hengâmeyi hafifletir ve fiziksel gevşemeyi temin eder. Neticede, yalnız zihnin değil, bedenin de dirliği temin olunur. Bu hâl, şifanın yalnızca bir ilâçla değil, bir nağme ile de vücuda gelebileceğini ispat eden en zarif delildir.
Bahsi geçen Makamları dinlemeyi arzu edenler için Rahmi Oruç Güvenç hocanın dinletisine aşağıdaki linklerden ulaşabilirsiniz:
Rast Makamı - https://www.youtube.com/watch?v=KqeT4hY-ZgU
Saba Makamı- https://www.youtube.com/watch?v=B-mUoBj6lZI&t=408s
Segâh Makamı- https://www.youtube.com/watch?v=xUyqME-ZRgc
Acemaşîrân Makamı- https://www.youtube.com/watch?v=wyF73_nzei8
Hicaz Makamı- https://www.youtube.com/watch?v=w7_rkM0A5gY
Hüseynî Makamı- https://www.youtube.com/watch?v=GuP20aXtenM
Irâk Makamı- https://www.youtube.com/watch?v=RGAUODS4QS0
Rehavî Makamı- https://www.youtube.com/watch?v=Bq9BpG7BvzI
Uşşâk Makamı- https://www.youtube.com/watch?v=FqqqThgWavo&t=261s
SÖZLÜK
Müstakil: Bağımsız, kendi başına olan
Tabâbet: Hekimlik, doktorluk sanatı
Mâkes: Yansıma, aks
Terennüm: Ezgili söyleme, nağmeli anlatım
İthiva: İçerme, kapsama
Âmîk: Derin, derinlikli
İçtimâî: Toplumsal, sosyal
Telkin: Aşılama, düşünceyi kabul ettirme çabası
Mâtuf: Bağlı, ekli, yöneltilmiş
arz-ı endâm :Varlığını gösterme, kendini sergileme
Mesâbe: Değer, mertebe, yer, seviye
Neşve: Sevinç, coşku, keyif
Mebni: Dayalı, kurulu, inşa edilmiş
Tetkik: İnceleme, araştırma
Muhakeme: Akıl yürütme, mantıkla değerlendirme
Muvâzene: Denge, ölçülülük
Müessiriyet: Etkililik, tesir gücü
Tafsilat: Ayrıntılar, detaylar
Şecaat: Cesaret, yiğitlik
Celbedici: Çekici, ilgi uyandıran
Maruf: Bilinen, tanınan, genel olarak kabul edilen
İnşirah: Ferahlama, rahatlama, iç açılması
Sekinet: Sükûnet, huzur, dinginlik
Meleke: Yetenek, alışkanlık haline gelmiş beceri
relaksasyon : Gevşeme, rahatlama
Best AI Website Maker